WWF-Türkiye’nin koordinatörlüğünde, Avrupa Birliği’nin finansal desteği ile beş ülkede yürütülen, Çevreye Uyumlu Sosyo-Ekonomik Kalkınma için Sivil Toplum Hareketi (CO-SEED) adlı projenin paydaşı olarak “Kazdağı ve Çevresi Çevre Örgütlerinin Savunuculuk Kapasitelerinin Geliştirilmesi” Projesinde Gerçekleştirdiğimiz Faaliyetler.

 

ÇED, SÇD Süreçleri ve Savunuculuk Durumunun Belirlenmesi

 

Kazdağı ve çevresindeki çevre STK’ları, platformlar, çevre mücadelelerinin yürütüldüğü alanların diğer sivil temsilcileri (muhtarlar, kanaat önderleri), hukuki süreçlerde yer almış hukukçular, akademisyenler ve barolar gibi hukuk örgütleri ve çevre alanında faaliyet gösteren örgütlerin ÇED ve SÇD süreçleri ile hukuki savunuculuk yönünden güçlü ve zayıf yönlerinin, mevcut kapasiteleri ve algılarının, siyasi politikaları yönlendirme gücü/lobi faaliyetleri, medya kullanımı, yerel, ulusal ve uluslararası işbirlikleri geliştirme kabiliyetleri, kampanyalar, proje yürütme gibi savunuculuk araçlarıyla olan ilişiklerinin belirlenmesi amacıyla yukarıda adı geçen gruplarla derinlemesine görüşme ve anket çalışmaları yürütüldü.

Görüşmeler ve anket çalışmaları analiz edilerek “Kaz Dağı ve Çevresi Çevre Örgütleri ÇED, SÇD Süreçleri ve Savunuculuk Durum Raporu” oluşturuldu. Rapor Kazdağı ve çevresindeki çevre örgütlerinin ÇED, SÇD süreçleri ve hukuki savunuculuk noktasında güçlü ve zayıf yönleri, mevcut durumları, potansiyellerini ortaya koyarken, yeni savunuculuk faaliyetleri için de örgütlere rol gösterici olmayı hedeflendi.

 

Yüzyüze Buluşmalar ve Köy Buluşmaları

 

Kaz Dağı’nın sorunlarını konuşmak ve çözümler bulmak amacıyla Yüzyüze buluşmalar ve Köy buluşmaları gerçekleştirilmiştir.

 

ÇED Toplantıları

 

Kirazlıdere Termik Santrali İDK Toplantısı 26.04.2017

Kısacık Altın Madeni İDK Toplantısı 28.06.2017

Yenice Çırpılar Kömürlü Termik Santrali İDK Toplantısı 13.09.2017

Havran Demirtepe Altın Madeni Halkın Katılımı Toplantısı 01.11.2017

 

“Çevre İhlallerine Karşı Savunuculuk Atölyesi ve Savunuculuk Ağı Girişimi” Çalıştayı

 

Derneğimiz Sanat Evinde Gerçekleşen çalıştayda; Çanakkale 18 Mart Üniversitesinden Arş. Görv. Olgun Bilir, aynı zamanda kendisinin de görev aldığı “Kazdağı ve Çevresi Çevre Örgütleri ÇED, SÇD Süreçleri ve Savunuculuk Durum Raporu” sunumunu yaptı. Kazdağı ve yöresindeki çevreci örgütlerin savunuculuk kapasitelerini, potansiyellerini, güçlü ve zayıf yanlarını ortaya koymayı amaçlayan araştırmada, STK’ların güçlü bir toplumsal destek buldukları durumlarda daha uzun süreli olma şansı yakalamakta ve gündemlerini daha geniş bir alandaki savunuculukla ilişkilendirebilmekte olduklarına değinildi. Kazdağı’nı koruma amaçlı uygulanan savunuculuk stratejilerinden de bahsedilen raporda, bütün çevre savunucularının bir arada hareket ederek güç birliği oluşturmasının önemli bir savunuculuk stratejisi olduğu vurgusu yapıldı.

Sonrasında Türkiye Kalkınma Vakfından İbrahim Tuğrul, etkili savunuculuk nasıl olmalıdır, yöntem ve araçları nelerdir üzerine bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Daha sonra Çanakkale Barosundan Av. Ali Furkan Oğuz, Kazdağlarından Cerattepe’ye uzanan hukuk mücadelesinden bahsetti ve 19 Haziran’da

Bayramiç Kurşunlu Köyünde yapılmak istenen feldspat madeninin ÇED toplantısına, itirazlarımızı dile getirmek üzere davet etti.

Çalıştayın öğleden sonraki bölümünde Sevim Çavdarlı’nın moderatörlüğünde yapılan grup çalışmasında çevre savunuculuk parametreleri belirlendi, Kazdağı ve yöresinde STK’ların çevre savunuculuğu konusunda mevcut durumu tartışıldı ve daha etkili bir çevre savunuculuğu için ihtiyaçlar belirlendi. ÇED ve SÇD süreçleri konusunda eğitimler düzenlenmesi, savunucular arasında oluşturulmuş olan iletişim ağlarının geliştirilmesi, fonlardan daha etkili yararlanılması, kamuoyunu harekete geçirecek yenilikçi farklı yöntemlerin bulunması ile ilgili atölyeler düzenlenmesi öne çıkan öneriler arasındaydı.

 

Ekofest

 

Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Kazdağı Ekofestivali, Çanakkale’ye bağlı Küçükkuyu ile Balıkesir’e bağlı Altınoluk arasında yer alan Narlı Köyü üstünde Darıdere Tabiat Parkı yakınında Fidanlık Mevkii’nde gerçekleştirildi. Teması toprak olan festivalin sloganı ise “Hayat Topraktan Doğar” idi.

Festival açılışı, Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan’ın konuşması, Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın’ın kutlama telgrafının okunması ve “Benim Sadık Yârim Kara Topraktır” türküsünün hep birlikte söylenmesinin ardından Aşçı Fok’un Kazdağı Çorbası ikramı ile gerçekleştirildi.

Sabahları yürüyüş, yoga, reiki, taichi gibi sporlarla başlayan etkinlikler gün boyunca arkadaş bilekliği, ip mandala, çizim mandala, seramik, çamurla oynuyoruz, ışık, pasif iklimlendirme, masal çemberi, ahşap oyuncak yapımı, yaratıcı drama, toprak ve psikoloji, felsefe, yaratıcı drama, dans, şiir, beden ritm gibi atölyelerle devam etti.

Ağaç gözlem turu ve ekosistem inceleme turları da ilgi çeken etkinlikler arasındaydı. Toprağın oluşumu, ekosistem içerisindeki yeri, orman toprak ilişkisi, toprağın ekonomik ve sanatsal boyutu, mikrobiyolojisi, kompost, erozyon, bütüncül tarım, toprak kirliliği gibi konularda gerçekleştirilen söyleşi ve panellerle de toprak tüm yönleriyle konuşuldu. Bölgedeki Belediye Başkanları/vekillerinin yer aldığı “Başkanlar Konuşuyor” panelinde ise “Yerel Yönetimler ve toprak ilişkisi konuşuldu.

“Kara Atlas” belgeseli gösteriminin de gerçekleştirildiği festivalde çeşitli standlar kuruldu. Ahşap işleri, geri dönüşüm takılar, geri dönüşüm çantalar, doğal ve ekolojik gıda ürünlerinin yer aldığı stantlarda bölgeyi tanıtan rehber kitaplar da yer aldı.

Akşamları ise Hüseyin Fırtına, Ahmet Beyler, Şantiye, Etnik Band, Devran, Cümbüş Cemaat gibi grupların yer aldığı konserler ile hem müzik dinlenildi, hem de coşkuyla dans edildi.

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Derneği, bu yıl ilk kez “Kazdağı Doğa Koruma Ödülleri” verdi. Ödül töreni festival kapsamında gerçekleştirildi. Ulusal ve yerel olmak üzere iki kategoride verilen ödül ulusal kategoride “Yeşil Artvin Derneği’ne, yerel kategoride “Gülpınar Köylüleri”ne verildi. Yeşil Artvin Derneği adına ödülü alan Dernek Başkanı Nur Neşe Karahan bu ödülün tüm Artvin Halkı için çok anlamlı olduğunu ve çok mutlu olduklarını söyledi. Gülpınar Köylüleri adına ödülü alan en yaşlı köylü kadın ise ödül aldıklarına çok sevindiklerini, şimdilik sondajcıları durdurduklarını ancak mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Ardından da tüm köylü kadınlar “Vermiycez, vermiycez, zeytinliklerimizi vermiycez” türküsünü söyledi.

Türkiye’nin değişik yerlerinden gelen 21 STK temsilcisi, STK Forumu’nda bir araya gelerek bölgelerindeki çevre sorunlarını ve doğa talanını anlattı. Bu sorunlarla mücadele etmek için birlik ve dayanışmanın ve bilgi ve deneyim paylaşımının gerekli olduğu konusunda hemfikir olan STK’lar ortak mücadele için kararlılıklarını vurguladı ve bir STK Bildirgesi hazırladı.

Festivalin son günü yapılan değerlendirme toplantısında da festivalin olumlu ve eksik yanları konuşuldu ve önümüzdeki yıllar için çeşitli öneriler geliştirildi. Çanakkale Belediyesi, Edremit Belediyesi, Küçükkuyu Belediyesi, Ege ve Marmara Çevre Belediyeler Birliği’nin desteklediği, Türkiye’nin her yerinden, her yaştan, her kesimden doğaseveri buluşturan ve coşkuyla sürdürülen ve Türkiye’de başka bir örneği olmayan Kazdağı Ekofestivali başarılı bir şekilde son buldu.

Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan yaptığı açıklamada, Türkiye’de benzeri bulunmayan Kazdağı Ekofestivaline duyulan ilginin her yıl daha da arttığını, çocuk ve genç katılımının oldukça iyi olduğunu, etkinliklerin daha da çeşitlendiğini belirterek festivale destek veren yerel yönetimlere, tüm konuşmacılara, müzisyenlere, atölye yöneticilerine, gönüllülere, festival koordinasyon ekibine, dernek üyelerine, tüm festival katılımcılarına, orman İdaresi ve güvenlik ekibine teşekkür etti ve festivalin devam etmesini dileyen her kesimi de önümüzdeki yıllarda da katkı ve destek vermeye davet etti.

Ekofest’te 21 sivil toplum örgütü bir araya gelerek bir bildirge hazırladı;

 

KAZDAĞI EKOFEST2017 FESTİVAL BİLDİRGESİ

 

Biz, aşağıda imzası bulunan sivil toplum örgütleri olarak, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından Darıdere Tabiat Parkı yakınında düzenlenen Kazdağı Ekofest2017 programı içerisinde 19 Ağustos 2017 tarihinde gerçekleştirilen Sivil Toplum Örgütleri Forumu’nda bir araya geldik ve aşağıdaki hususları kamuoyuna ve basına duyurmaya karar verdik:

Türkiye’nin her yanında birbirine benzer doğa talanı ve doğa tahribatı ile karşı karşıya kalmaktayız. Sorunlar yerel görünmekle beraber aslında bir bütün ve bu nedenle yalnızca yerel çevreci yaklaşımlarla mücadele etmenin yeterli olmayacağının farkındayız. Doğa tahribatına ve doğa koruma mücadelesine insan odaklı değil, ekoloji ve ekosistem odaklı olarak bakıyor, insanın ekosistem içerisinde yalnızca küçük bir unsur olduğunu biliyoruz.

Ülkemizin doğasının korunması için bütünsel yaklaşımla, programlı bir şekilde tüm doğa koruma örgütleri olarak bir araya gelmenin ve ortak mücadele stratejileri geliştirmenin önemi ve gerekliliğine inanıyoruz. Ortak mücadele için süreçlere ihtiyacımız olduğu ve yeni mücadele yöntemleri geliştirmenin gerekliliğinin farkındayız. Bu konuda kişisel kibir ve egolarımızdan arınarak, dayanışma içerisinde, bilimsel yöntemlerle, hep birlikte çalışacağız.

Doğayı korumak için doğayı tanıma ve anlamanın önemine inanarak, çocuklar için ekoloji eğitimleri verilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Yırca gibi, Gülpınar, Artvin gibi yerel halkın içinde olduğu mücadelelerin daha başarılı olduğunu biliyoruz. Yerel halkın mücadele içinde olmasına daha fazla önem vermenin gerekliliğine inanıyoruz.

Ülkemizde madencilik, inşaat sektörü, enerji ihtiyacı gerekçesiyle ve havaalanı, köprü gibi mega projelerle doğamız talan edilmekte ve tahribata uğramaktadır. Ormanlar, meralar, zeytinlik alanlar yok edilmektedir. Tarım alanlarımız yatırımcılara peşkeş çekilmektedir. Doğa koruma örgütleri olarak bu tahribatlar ve talan karşısında hem ÇED süreçlerinde, hem alanda, hem de hukuksal olarak mücadele etmekteyiz. Ancak ÇED süreçleri objektif olarak yürütülmemekte, ÇED gerekli değildir kararları artmakta, hukuksal mücadeleler yetersiz kalmakta, mahkeme kararları uygulanmamaktadır. Çevre Etki Değerlendirme süreçlerinin yerel halkın, STK’ların ve bilim insanlarının daha aktif katılımıyla ve objektif olarak yürütülmesi gerekliliğine inanıyor, bu süreçlerin yatırımcıların etki ve baskılarından uzak tutulması gerektiğini düşünüyoruz. Mahkeme kararlarının uygulanmasını istiyoruz.

Gerçek enerji ihtiyacı gözetilmeden, enerji tasarrufu önlemleri alınmadan ve bu önlemler tüm topluma mal edilmeden enerji üretimi gerekçesiyle yapılan HES’ler ve diğer yatırımlar doğamızda önemli tahribatlara yol açmıştır ve açmaktadır. Enerji üretimi gerçek ihtiyaca uygun olarak belirlenmeli ve yenilenebilir enerji kaynakları ile çözülmeli, enerji konusu merkezi otoritenin bir güç aracı olmaktan çıkartılarak, demokratikleşmenin bir aracı haline getirilmelidir. Enerji üretimi için yerel halkın üye olduğu enerji kooperatiflerinin ve yurttaşın enerji santrallarının (YES) kurulmasını istiyoruz.

Doğanın bizim tarafımızdan kurtulmasının gerekmeyeceği bir gelecek umuduyla, sermayeden yana değil doğadan yana politikalar ve uygulamalar istiyoruz.

Sivil Toplum Örgütleri:

Validebağ Savunması

Kuzey Ormanları Savunması

Çanakkale Çevre Platformu

Ayvalık Tabiat Platformu

İda Dayanışma Derneği

Yuva Derneği

Çan Çevre Derneği

Agonya Dayanışması

Çanakkale Tüm Emekliler Sendikası

Türkiye Yazarlar Sendikası

Yeşil Artvin Derneği

Bir Başka Okul Mümkün Derneği

MUÇEP-Muğla Çevre Platformu

Çevre ve Arı Koruma Derneği

Yeşil Düşünce Derneği

Ayvalıklı Tabiat Derneği

Çanakkale Barosu

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Çanakkale Şubesi

Gökkuşağı Dergisi

Greenpeace

 

“Kapasite Geliştirme ve Savunuculuk Ağı Girişim“ Çalıştayı

 

Çalıştayda ÇED konusunda hem mevzuat hem kavramsal hem de uygulama konusunda eksikliklikler giderildi. Türkiye’den ve dünyadan etkili savunuculuk örnekleri ve deneyimleri paylaşıldı. Adım adım stratejik savunuculuk planlaması için temel sorular tartışıldı.

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Süheyla Suzan Alıca “Kurumsal ve Yasal Çerçevede Çevresel Etki Değerlendirmesi” başlıklı bir sunumla ÇED sürecinin hukuki boyutlarını anlattı. Arkasından Kazdağı Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan, “STK’lar olarak bu güne kadar ÇED süreçlerinde neler yaptık. Bizim için bu süreçler neyi ifade ediyor. Halkın Katılım Toplantısında neler yaşadık, neler olması lazım. Bu gidişattan memnun muyuz? Bakanlıktaki İDK toplantıları nasıl olmalı?” konularını içeren bir sunum yaptı. Burada ne eksiklerimiz var, nelere ihtiyacımız var bunları gördük.

Daha sonra Avrupa İklim Ağı (CAN Europe), Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü, Elif Gündüzyeli “Savunuculuk ve Kampanya Faaliyetlerinin Çevre Politikalarına Etkisi”nden bahsedip, Türkiye’de ve Dünyada başarılı olmuş kampanyaları paylaştı bizimle.

STK’lar arasında ve örgütlerin kendi içerisindeki ilişkilerde savunuculuğu gerçekleştirmek için nasıl bir iletişim sürecine ihtiyacımız var? Birbirimizle iletişimimiz nasıl olmalı? Nasıl ortak çalışmalıyız? gibi sorulara cevap aramak için Yönetim Danışmanı Sevim Çavdarlı moderatörlüğünde bir atölye çalışması gerçekleştirdik. Karşılıklı iş birliğini geliştirmek için Sevim Çavdarlı’nın belirlediği 35 parametre tartışıldı ve “bundan sonra kendi içimizde nasıl iyi bir iş birliği yapılır?” sorusunun cevabını aradık.

Katılımcılar ile paylaşılan Usb belleklere hazırladığımız Eğitim Kitlerinde; farklı kaynaklardan Savunuculuk ve Kampanya yöntemleri, ÇED eğitimi, ÇED süreçlerine yönelik politika önerileri, dünyadan iyi örneklerle halkın katılımının çevresel karar alma süreçlerini nasıl etkilediği, Kazdağı Savunuculuk Raporu, Derin Demokrasi ve Şiddetsiz İletişim ile ilgili eğitim materyalleri paylaşıldı.

Grup çalışması ile birlikte iş yapma kültürü konusunda tüm katılımcıların ortaklaştığı kavramlar ortaya çıkarıldı. Bunlar; “hedef”, “amaç”, “kolektif akıl ve kolektif emek”, “iletişim” oldu. “Yenilikçilik”, “etik”, “süreçlerin organizasyonu ve yönetimi”, “değer”, “liderlik”, “kullanılacak yöntem” takip eden kavramlar olarak mutabakat sağlandı.