KÖRFEZ SİTELER DERNEĞİ’NİN BASIN AÇIKLAMASI’NDA KAZDAĞI KORUMA DERNEĞİ’NİN KONUŞMA METNİ
Değerli Siteler Birliği sakinleri, değerli dostlar,
Sözlerime İkizköylü kadınların öncülüğünde, Akbelen’de, ormanını doğasını savunmak için direnenlere Edremit Körfezi'nin incisi Güre'den selam ve dayanışma duygularımızı ileterek başlıyorum.
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği adına hepinizi selamlıyorum. Körfez Siteler Birliği’nin bu değerli toplantısında sizlerle beraber olmak, bizler için çok kıymetli.
Daha temiz bir deniz ve körfez için verilen mücadele, Kazdağları için verdiğimiz ekoloji mücadelesinin bir parçasıdır. Bu mücadelede de beraberiz.
Körfez halkının şahit olduğu üzere derelerimiz kirli akıyor. Dere yataklarında ve çevrelerinde kirletici etmenler var. Bu etmenler ortadan kaldırılmıyor.
Denizimiz aşırı kirli. Bu nedenle;
• Atmosferdeki karbon salımını azalmak için yutak görevini yerine getiremiyor.
• Denizdeki biyoçeşitlilik yok oluyor. Kimi canlı türleri artık yaşamıyor.
• Ciddi sağlık sorunları yaşanıyor. Hastaneler dolup taşıyor.
Diğer yandan her yerde su kuyuları açılıyor ve bu durum kuraklığı arttırıyor. Denize tatlı suların ulaşımı engelleniyor.
Kirliliğin takibi ve halkın sağlığını korumak için Edremit Körfezi ve bağlı derelerden düzenli olarak su örnekleri alınarak tahliller yaptırılıp sonuçlarının kamuoyuna doğru olarak açıklanması gereklidir.
Doğamızın ve bölgemizin bir başka derdi ise aşırı yapılaşma.
Bölgemizde imar baskısı iyice artmıştır. Bugüne kadar altyapı sorunları çözülmeden aşırı yapılaşmaya izin verilmiştir. Oysa altyapı yatırımları yapılmadan inşaat faaliyetleri yapılmamalıdır. Hala arıtma, kanalizasyon, fosseptik gibi sorunların varlığı çağdışılığın bir göstergesidir.
Bölgedeki arıtma tesisleri nitelik ve nicelik olarak yetersizdir, hiçbiri ileri arıtma değildir. Sitelerde kanalizasyon sorunu vardır. Paket arıtmalar denetlenmemektedir. Kimyasallarla yüklü atık sular yeterli arıtma yapılmadan derelere ve denize verilmektedir. Dereler ve denizler alıcı ortam değildir. Bu durum tüm canlı yaşam için cinayettir, insan eliyle işlenen bir eko-kırım suçudur.
Doğanın hakkı için, eko-kırımın suç olarak ceza yasamızda yer almasını istiyoruz. Teklifin yasalaşması için ocak ayından bu yana topladığımız dilekçeleri Ekim ayında TBMM’ne sunacağız.
Değerli çevre dostları,
Belediye başkanlıkları, imar rantlarını onaylayan noter olmaktan bir an önce çıkmalıdır. En azından bugünden tezi yok, bölgemizdeki imar faaliyetleri durdurulmalı ve belediyelerin bütçeleri, alt yapıya ayrılmalı ve kanalizasyon ve arıtma sorunları çözülmelidir.
İklim krizinin etkilerini her gün daha fazla yaşıyoruz. 2015 yılında Paris’te imzalanan ‘’İklim Değişikliği’’ antlaşmasına göre 2050 için öngörülen 1.5 derecelik sıcaklık artışı daha 8 yılı dolmadan aşılmak üzere. 1,5 derecelik artış normalle- tehlikeli arası değil, tehlikeli ile en tehlikeli arası sıcaklık artışıdır. Bu artışın durdurulması gerekir.
İklim krizinin nedeni ve sorumluları şirketleridir. Sermaye şirketlerini koruyup kollayan ise devletlerdir. Ülkemizde de krizin nedenleri, ormanlarımızın, tarım alanlarımızın, su kaynaklarımızın Akbelen’de Limak, Kazdağlar’ında Cengiz, Park Holding’e, Koza, Havran’da Bahar Madencilik, Sarıalan’da CVK Madencilik’e, Madra Dağı’nda TÜMAD’a olduğu gibi ormanların maden şirketlerine tahsisi edilmesi, peşkeş çekilmesidir.
Karadeniz İkizdere’de, Havran Kocaseyit köyünde ve Büyükdere’de olduğu gibi vadilerin taş ocaklarına, Çan’da olduğu gibi ovaların termik santrallere, Antik Assos kenti civarlarındaki verimli tarlaların Jeotermallere tahsis edilerek, ormanların RES’lere tahsis edilerek, arazilerin kullanımlarının sermayeye transferidir.
Sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşamak hepimizin anayasal hakkıdır. Devlet, bu hakkı gözetmelidir.
Bölgemizdeki temel taleplerimizden birisi, temiz deniz, temiz körfez, sağlıklı su ve kanalizasyon sorunlarımızın çözülmesidir. Bu çözüm için tüm taraflar bir araya gelmeli ve ortaklaşma sağlanmalıdır.
Bu mücadelede hep birlikte olduğumuzu tekrar ifade ediyor, başarılar diliyoruz.
KAZDAĞI DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA DERNEĞİ