Anayasal Haklarımıza Müdahaleyi Kınıyoruz!

Geçtiğimiz hafta pazar günü, Edremit/Altınkum’da, Akbelen direnişine destek olmak amacıyla ellerinde dövizlerle bir oturma eylemi gerçekleştirildi.

Kendi iradeleri ile bir araya gelen, aralarında dernek üyelerimizin de olduğu 25 civarında katılımcı hemen ertesi gün telefon ile Edremit Emniyet Müdürlüğü’ne ifade vermeye çağrıldı. Gerekçesi, 2911 Sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşü ile ilgili kanuna muhalefet etmek.

Oysa, Anayasa’nın 34’üncü maddesi, “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir." demektedir. Katılımcılar da Anayasadan kaynaklanan demokratik protesto haklarını kullanarak, Anayasa'nın 169. maddesine aykırı bir şekilde yok edilmek istenen Akbelen Ormanı'nı korumak amacıyla yaşam savunucularına destek olmak ve konunun kamuoyuna duyurulması için dövizleri ile oturmuşlardır.

Katılımcılar, Anayasanın 56. maddesinde yer alan ve “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir" şeklinde hepimize yüklenen göreve uygun olarak, doğaya sahip çıkmak üzere, her hangi bir şiddet içermeyen barışçıl bir eylem gerçekleştirmişlerdir.

Trafiği engellemeyen, kimseye bir rahatsızlık vermeyen, makul süreyi aşmayan eylem gösteri ve yürüyüşler yasasına aykırılık teşkil etmez. Alana gelen kolluk kuvvetleri, bu konuda hiç bir uyarıda bulunmamış, dağılma uyarısı yapmamış, müdahale etmemiştir. Ancak hemen eylemin ardından soruşturma başlatılmıştır.

Her geçen gün yasal ve demokratik haklarımıza daha fazla saldırı olmakta, haklarımızın kullanılmasına kısıtlamalar getirilmektedir.

Hatırlanacağı gibi, Haziran ayı sonunda da Ekofest’in yasaklanmasına tepki göstermek amacıyla Bayramiç Kaymakamlığı önünde basın açıklaması yapan Dernek yönetici ve üyelerimiz hakkında aynı gerekçelerle soruşturma başlatılmış ve yönetim kurulu başkanımız ifade vermeye çağrılmıştı. Üstelik davet üzerine kendi iradesi ile ifadeye gitmesine rağmen “Yakalama” işlemi yapılmış ve bu husus yönetim kurulu başkanımız tarafından yargıya taşınarak tazminat davası açılmıştır.

Bizler, Anayasa’dan aldığımız hakkımız ile, önceden izin almaksızın, basın açıklaması, toplantı, oturma eylemi gibi barışçıl eylemleri gerçekleştirebiliriz.

Kaynağını Anayasa ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerden alan ve Yargısal süreçlerde kapsamı somutlaşan bu hak ve özgürlük pratiği, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 2012/64 sayılı genelgesinde açıkça tarif edilmiş, koşulları belirlenmiştir.

Buna göre;

"Kamuoyu oluşturmak amacıyla; şiddet içermeyen, kamu düzenini bozmadan, makul sürede (en fazla iki saati geçmemek üzere), gürültü ve çevre kirliliğine yol açmadan, yaya ve araç trafiğine engel olmayacak sayıda katılımla gerçekleştirilen yazılı ve sözlü açıklamalar basın açıklaması olarak değerlendirilecektir."

"Bu genelge hükümlerine uyulmaması ve yapılan ikazlara rağmen ihlalin devam etmesi durumunda basın açıklamaları kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü olarak değerlendirilerek 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu ile diğer ilgili kanun hükümleri uygulanacaktır."

Akbelen direnişine destek veren arkadaşlarımıza yönelik bu haksız ve hukuksuz müdahaleyi şiddetle kınıyoruz.

Ellerindeki dövizlerle sesiz oturma eylemi gerçekleştiren arkadaşlarımız yargısal uygulama ve genelge ile tarif edilen "basın açıklaması" kapsamını aşan davranışlarda bulunmamış ve herhangi bir ikaz yapılmadan sessizce dağılmışlardır. Barışçıl bir şekilde düşünce açıklamanın en somut örneğini oluşturan eylemlerinin, genelgeye rağmen, 2911 sayılı yasa kapsamında soruşturulması, temel hak ve özgürlük alanını daraltan hukuksuz bir uygulamadır.

Bizler arkadaşlarımızın sonuna kadar yanındayız. Soruşturma ile sınırlanması istenen haklarımızı tıpkı onların kullandığı gibi kullanmaya devam edeceğiz.

Haksızlık ve baskılara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

Anayasal Haklarımıza Dokunma!

#HaklarımızlaVarız
#AkbeleneDokunma
#kazdağıkoruma