Basına ve Kamuoyuna. 26.02.2024

MADEN KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK ÖNGÖREN TEKLİF GERİ ÇEKILSİN!

TBMM Başkanlığı’na 29.01.2024 tarihinde sunulan 2/1959 Esas No’lu “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, esas komisyon olan Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülmüş ve 05.02.2024 tarihinde rapor düzenlenerek komisyondan çıkmıştır.

İliç felaketi nedeniyle TBMM’de görüşülmesi ertelenen Teklif’in görüşülmesi an meselesidir.

Teklifin incelenmesinde, esas amacın madencilik faaliyetlerini zorlaştıran (!) bazı uygulamaların ortadan kaldırılması olduğu görülmektedir. Yani zaten dikensiz olan gül bahçesi, daha da dikensiz hale getirilmek istenmektedir.

TBMM web sitesinde,  “Teklif ile; Maden Kanunu kapsamında uygulanan Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) raporlama sisteminin, IV. Grup maden işletme ruhsatları dışındakiler için gönüllülük esasına göre uygulanması;….” amaçlanmaktadır.  Yani, değişikliğin nedeni, 1, II, III ve IV.  Sınıf madenler için daha önce zorunlu olan Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) Koduna göre rapor hazırlama şartı, zorunlu olmaktan çıkartılarak gönüllü hale getirilmektedir.

Mevcut kanunda, 14/2/2019 tarihinde yapılan düzenleme ile muhtemel rezerv alanlarına ilişkin kaynak ve rezerv raporlamalarının, tüm ruhsat sahalarında Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) tarafından yayımlanan UMREK Koduna uygun olarak yani uluslararası standartlarda yapılması gerektiği aksi takdirde raporlanmayan alanların ruhsattan taksir edileceği belirtilmiş ve rapor hazırlamaları için  IV. Sınıf madenlere 10 yıl, diğer madenlere ise 5 yıl süre verilmiştir.  Verilen 5 yıl süre 14 şubat tarihinde dolmuştur. Görülen o şirketler raporlarını hazırlamadılar ve kanunun değiştirilmesini istediler. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da şirketleri hiç kırar mı?  IV. Sınıf hariç, diğer madenlerden zorunluluğu kaldırmış olacaklar.

Teklifin gerekçesinde aynen şöyle yazıyor: “I. Grup, II. Grup, III. Grup ve V. Grupta olan madenler, genellikle yüzeyde veya yüzeye çok yakında bulunan, kimyasal özelliklerinin belirlenmesinin haricinde detaylı arama faaliyetlerine ihtiyaç duyulmayan madenlerdir. Bu yönüyle bu madenlerin aranıp işletilmesine ilişkin yatırımları daha çok küçük veya orta ölçekli şirketler yapmaktadır. Bu kapsamda UMREK Koduna göre rapor hazırlanması I. grup, II. grup, III. grup ve  V. grup madenler için teknik olarak gerekli olmadığı gibi yüksek raporlama maliyetleri bu gruplara ilişkin madencilik faaliyetleri olumsuz şekilde etkilemektedir.”

Vah vah, yazık, şirketler zaten çok zor durumda, daha fazla masrafa girmesin, ruhsat alanı içinde istedikleri gibi at koştursun…

Bu değişikliğin altında yatan sebep, iktidarca koşulsuz desteklenen inşaat sektörü için gereken taş, mermer gibi özellikle II. Grup madenlerin daha rahat çıkartılmasının sağlanmasının önünü açmaktır. II-a Grubu madenler, küresel karbon salımlarının baş aktörlerinden olan inşaat sektörünü ayakta tutan madenlerdir. Bu grupta yer alan madenler hazır beton ve asfalt yapımında, çimento üretiminde yüzde 60 oranında ana hammadde olarak kullanılıyor.

II. sınıf madenler için ÇED süreçlerinde de büyük kolaylık sağlanmakta ve “ÇED Gerekli Değildir” kararları ile işletme izni verilmektedir. 1993-2023 yılları arasında “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilen proje sayısı 77 bin 434’dür. Bu projelerin yarısı madencilik sektöründedir. Ülkemizin dağın taşı, taş ve mermer ocakları ile delik deşik edilmiştir. Bu düzenleme ile daha da kolay yol alacaklardır.

Umrek raporu zorunluluğunun getiriliş amacı, ülkedeki maden kaynakları ve rezervlerinin halka açık, güvenilir ve şeffaf bir şekilde raporlanması için asgari standartları ve uygulama esaslarını belirlemek. Bu rapor sayesinde, teknik olarak mümkün, çevresel yönden kabul edilebilir ve ekonomik olarak makul bir maden ve madencilik planı oluşturulmak amaçlanıyor. Halkın erişimine açık olan bu raporlarda, sahanın geliştirilmesi, işletmesi ve madencilik faaliyetlerinin sonlandırılmasından sonra yaşanması beklenen çevresel ve sosyal ile sağlık ve güvenlik etkileri  birer veri olarak yer almak zorunda.

Bu raporlamanın yıl dozunu daha da arttıran sömürge tipi vahşi madencilikle mücadele etmek zorunda kalan yurttaşlar ve ekoloji örgütleri için önemi, bu tür raporların birer veri kaynağı olmasıdır. UMREK raporlarının zorunluluk olmaktan çıkartılması artık bu projelerin önünü daha da açacak, vatandaşın bilgiye ve veriye erişimini engelleyecektir. Bilgiye erişmek aynı zamanda bir demokrasi sorunudur. UMREK Raporu meselesi bir mühendislik ve maliyet değil çevresel demokrasi, doğa ve insan hakları meselesidir.

Bu sebeple söz konusu kanun teklifinden acilen vazgeçilmesi istiyoruz.

Tüm siyasi partilerin vekillerini söz konusu torba kanun teklifinin geri çekilmesi için görev yapmaya, çekilmemesi durumunda oylamada aleyhte oy kullanmaya çağırıyoruz.

MADEN KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ ACİLEN GERİ ÇEKİLSİN!

KAZDAĞI DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA DERNEĞİ